Değil tarlalar saksılar bile boş kalmasın
Kıymetli okurlarım, moralim çok bozuk. Nasıl olmasın! Market raflarındaki yağ tenekelerini, üstelik 150, 180 liralık pahalı fiyatlarına rağmen, “Ya yarın hiç bulamazsam” paniğiyle kapışan vatandaşları görmek, moralimi alt üst etti. Bu memleket böyle görüntüleri hak etmiyor!
Bu görüntülerde, vatandaşı paniğe sevk edecek şekilde, “Hiç yağ kalmadı, gemiler mahsur” açıklamaları yapan birtakım ithal beslemeli yağ sanayicilerinin de katkısı var elbette. Ama onların bu sözleri de sadece manipülasyon amaçlı veryansından ibaret değil. Gerçekten yağ sıkıntısı kapıda. Buraya kadar olan kötü haber, kötü tablo.
Buradan sonra eğer aklımızı başımıza alırsak iyi bir tablo oluşturabilir, iyi haberler verebiliriz. Hatırlayacaksınız, bir süre önce bir yazımda, “Ayçiçeği memleketi değiliz ama olmalıyız” demiştim ve anlatmıştım: Memlekette ekilebilir arazilerin yalnızca yüzde 4’üne ayçiçeği ekiliyor. Bu ekimden elde edilen ürün, vatandaşın tüketiminin yüzde 20’sini karşılıyor. Eğer ekilebilir arazilerin yüzde 20’sine ayçiçeği ekilirse dışa bağımlılık sorunu ortadan kalkar. Yazımın sonunu da şöyle bağlamıştım:
“Burada yapılacak tercih belli. Ya birkaç ithalatçı firmadan ya da çiftçiden yana tercih kullanılacak. Ama bunlar daha iyi günler. Hala tercih yapabilecek özgürlüğümüz var çünkü! Ya birkaç yıl sonra dünyada tarımsal üretim, kuraklık kıskacına iyice sıkışırsa… Ya bugün ağırlığı kadar dolar karşılığında bile olsa ayçiçeği çekirdeği satan ülkeler, “Önce kendi vatandaşımı doyururum, kalırsa sana satarım” derse… Çiftçiyi gerçek ve tatminkar destekleme mekanizmalarıyla ayçiçeği tarımına ısındırmanın tam zamanı. Yoksa birkaç yıl sonra devlet değil ithalatçıdan gümrük vergisi almamak, üzerine para verse yağını çıkarmayı bırakın çitleyecek bir avuç çekirdek bile bulamayabiliriz.”
İşte o iyi günler geride kaldı, kıymetli okurlarım. Şimdi tercihi çiftçiden yana kullanma zamanı. Tam da şimdi zamanı! Çünkü mart ve nisan, ayçiçeğinin ekim aylarıdır. Şimdi harekete geçip çiftçiye ayçiçeği ekimi için verilecek destekler açıklanmalı. Yine yağlık bir tarla bitkisi olan aspir de mart ve nisanda ekilir. Aspir ekimi de teşvik edilmeli. Ayçiçeği, yeni Tarım Bakanı’nın ilk sınavı olacak.
Bu noktada çitfçilerimizin de üzerine tarihi bir sorumluluk düşüyor. Gübre, ilaç ve mazot gibi ithal girdilerin maliyetleri çok yükseldi. Belki artık tarlayı ekmemek, ekmekten daha karlı bir hal aldı. Bunların hepsinin farkındayım. Ama ekersek, her şeye rağmen, desteksizliğe rağmen ekersek yarın hasattan aldığımız buğdayı un yapıp, hamur yapıp, hasat ettiğimiz ayçiçeğinin yağında pişirip yiyebiliriz. Yoksa pahalı da olsa panikle koştuğumuz market raflarını boş bulabiliriz.