Enflasyonda hükümetin hesabı

TÜİK’e göre esnaf yüzde 80 zamlı aldığı malı, vatandaşa acımış da yüzde 36 zamla satmış.

Enflasyon her ayın 3’ünde açıklanır. Televizyonlarda, gazetelerde bununla ilgili bir sürü laf gevelenir. Ayın 4’ünde hepsi unutulur gider.
Enflasyon nedir diye sorsam, bin kafadan bin ses çıkar. O nedenle sormaktan vazgeçtim, ben söyleyeceğim; enflasyon eşittir hayat pahalılığı.
Bunu buraya yazıyor ve geçiyorum Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamlarına. TÜİK diyor ki, aralık ayında enflasyon yüzde 13.58 arttı. Yani bir ayda, aralığın başından sonuna fiyatlar yüzde 13.58 arttı. Dikkat edin, bu artış bir aydaki artış. TÜİK, 2021 yılının tamamında enflasyonu yüzde 12 olarak hedeflemişti. Tebrikler TÜİK! Bir yıllık enflasyon hedefini bir ayda tutturdun!

Rekorlardan rekor beğen

Böyle rakamları artarda yazınca kafalarda bir görüntü meydana gelmiyor. O zaman şöyle söyleyeyim; açıklanan bu enflasyon rakamı, 19 yılın en yüksek enflasyonu, şimdi daha belirgin hale geldi değil mi? Bu enflasyon rekoru, uygulanan ekonomi politikalarının iflasıdır.
Ama bu rekoru gizlemek için başka bir rekor dillere sakız edildi, o da ihracat rekoru. Herkes ihracat rekorundan bahsediyor, enflasyon 19 yılın rekorunu kırmış, kimin umurunda!

Pahalı almış da ucuza satmışmış!

Bakın, esas film şimdi başlıyor. Enflasyon rakamları iki şekilde açıklanır. Birisi vatandaşın aldığı malın ne kadar pahalılandığını gösterir, buna tüketici enflasyonu diyoruz. Öbürü de malı üreten ve satan tüccarların elindeki malın ne kadar pahalılandığını gösterir, buna eskiden toptan fiyat enflasyonu diyorduk, şimdi üretici fiyat enflasyonu diyorlar. Aynı şey, isim değişikliğine bakmayın siz, bu üretici fiyat enflasyonu, tüccar kesiminin birbirinden aldığı malın fiyatlarını gösterir.

Zaten yalan dolan da…

Şimdi buraya dikkat. TÜİK diyor ki, tüketici fiyatları 2021 yılında yüzde 36.08 arttı. Bu zaten yalan dolan da, gerisini dinleyin hele.
TÜİK, üretici fiyatları da yani eskiden toptan fiyatlar dediğimiz fiyatların da 2021 yılında yüzde 79.89 arttığını söylüyor. Yani düz hesap yüzde 80 diyelim.
Bu, şu demek. Bir esnaf, bir tüccar bir malı yüzde 80 zamlı alıyor, vatandaşa satarken ise yüzde 36 zamla satıyor. Bu hangi iktisat kitabında yazar? Bunu bir ekonomi profesörü çıkıp açıklasın.
Bu yüzde 80 pahalı alıp da vatandaşa sözde yüzde 36 zamla satmanın gerekçesi olarak da deniyor ki, “Efendim, işte, karantina oldu da, tüketim azaldı da, vatandaş harcama yapmadı da, esnaf tüccar da malını satabilmek için zammı vatandaşa yansıtmadı.”
Bu yalana, 5 yaşında, okuması yazması olmayan çocuk bile inanmaz, “Abi, senin niyetin ne” diye sorar.

Amaç belli: İşçiye, memura daha az zam vermek

Enflasyon hesaplarında, tüketici enflasyonu hiçbir zaman üretici enflasyonunun altında olmaz. Her zaman tüketici enflasyonu üretici enflasyonundan kat kat yüksek çıkar. Çünkü tüketici satın alana kadar mal aracıdan aracıya geçerken sürekli zamlanır, her aracı kendi kar rakamını koyup malı sonrakine bu zamlı fiyatla satar.
Fakat bu sene ne hikmetse, tüketici enflasyonu yüzde 36, üretici enflasyonu yüzde 80 çıktı. Acaba niye?
Niye olacak, işçiye, memura, emekliye daha az zam vermek için tabii ki… Memur ve memur emeklilerinin maaşları, aylıkları enflasyona göre hesaplanıyor. Hangi enflasyona göre, tüketici enflasyonuna göre, o enflasyon kaç, yüzde 36.
Niye yüzde 80 artmış olan üretici enflasyonuna göre değil de yüzde 36 olan tüketici enflasyonuna göre hesaplanıyor maaş zamları? O da zamanında memura, emekliye yapılmış bir güzellikti, tüketici enflasyonu hep yüksek çıktığı için memura, emekliye de tüketici enflasyonu üzerinden zam hesaplanıyordu.
Ama bu sefer, artık kim akıl verdiyse, demişler ki, “Biz niye tüketici fiyatlarını düşük göstermiyoruz ki, böylece memura, emekliye daha az zam vermiş oluruz.”  
Benim memurum, benim emeklim, bu kazığı unutur mu, yazacak elbet bir kenara.