Instagram, Twitter, Facebook yasak!
Özgürlüklerin anavatanı Fransa, sosyal medyayı yasaklamaya hazırlanıyor. Bu konuda
kanun tasarısı hazırlanmış bile…
Sosyal medya dediğimiz şeyler; Instagram, Twitter, Facebook, WhatsApp gibi internet
uygulamaları… Bunların ne işe yaradığını anlatarak vaktinizi almayayım.
Fransız Senatosu, 15 yaşından küçüklerin bu uygulamaları kullanmasını yasaklayacak
olan tasarıyı görüşecek ve karara bağlayacak. Onlar, “Sosyal medyayı
yasaklayacağız” demiyorlar da, “Ana-babaların iznine bağlayacağız” diyorlar.
Bence yasak yasaktır. Yasaklamanın gerekçesi de, bu uygulamaları kullananların
‘nefret suçu’ işlemeleriymiş. Nefret suçu da kabataslak şöyle tanımlanıyor:
“Bir kişiye veya gruba karşı; ırk, etnik köken, milli köken, din, cinsiyet, cinsel
tercih, fiziki engellilik, yaş gibi nedenlerden duyulan önyargıyı sözle dile
getirmek, gazete, dergi, radyo, televizyon ya da internette yazıyla ifade etmek,
daha da ötesi bu sebeple ilgili kişilere maddi ya da manevi olarak şiddet
uygulamak.”
Böyle kitabi bir şekilde yazınca çok efendice oluyor. Yukarıdaki cümlenin içinde ne
hakaretler, ne küfürler, ne tehditler, şantajlar gizli. Ahlak dışı daha fazla neler
olduğunu, yasadışı nelerin ticaretinin yapıldığını herkes biliyor, bilmeyenler
sezinliyor. O kadarını da yazmayayım artık.
*
Yukarıda saydıklarım, sosyal medyanın ağır hasar veren tarafı.
Bunun bir de hafif sıyrıklarla geçiştirilen kısmı var: Yani, karşıdakilerini
kızdırma, sinirlendirme, üzme, gücendirme gibi insanoğlunun yüce özellikleri!
Sosyal medyada; komik olmayan şeyleri komikmiş gibi gösterme çabası, elbiseyle,
mekanla, yeme-içme, gezme-tozmayla haset ettirme psikolojisi gırla gidiyor.
Sonuçta koskocaman bir cehalet ortamı ve insan ömründen ömür çalan bir zaman
israfı.
İnternet çıktığı zaman nasıl da sevinmiştik, bütün dünyanın haber, bilgi, bilim,
sanat kaynakları parmaklarımızın ucunda diye.
Sosyal medya kanalıyla dedikodu, sıkıntı, moral bozukluğu haricinde işine yarayacak
bir bilgi edinen varsa çıkıp söylesin ya da sonsuza kadar sussun.
*
Haberi okuduğumda komşular kahve içmeye gelmişti. Yanlarında biri 5, öbürü 12
yaşında çocukları… İkisinin de elinde cep telefonu. Gözucuyla baktım, küçük olan
oyun oynuyor, büyük olanı ise ekranı bizim görmeyeceğimiz şekilde tutmuş sinsi
sinsi bir şeyler yapıyordu.
Haberi komşulara aktardığımda, çocukların anası dedikoduyu bırakıp anında payladı
beni:
-Aaaaa… Olur mu öyle şey canım. (Çocukları işaret ederek) Bu zulumlarla nasıl
başederim ben o zaman…