Dolar 32,5769
Euro 35,0003
Altın 2.428,87
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
20°C
Az Bulutlu

Rahim ağzı kanseri

Rahim ağzı kanseri
17 Ocak 2022 09:42
592

İrmet Hospital Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Sezer Arda, 1-31 Ocak Rahim Ağzı Kanseri ile Farkındalık Ayı sebebiyle serviks kanseri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu.

Rahim ağzı kanserinin dünyada en sık görülen jinekolojik kanserlerin başında geldiğine dikkat çeken Arda, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara neden olan insan papilloma virüsünün (HPV) çeşitli türlerinin rahim ağzı kanserine en sık neden olan biyolojik etkenler olduğunu kaydetti.

Virüse maruz kalındığı durumda, bağışıklık sisteminin vücudun diğer bölgelerinin zarar görmesini engellediğini belirten Op. Dr. Arda, “Bazı durumlarda kadında virüs, yıllarca hayatta kalabilir. Bu virüsler, serviksin yüzeyindeki bazı hücrelerin, kanser hücreleri haline gelmesine neden olan süreci başlatabilir” dedi.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Op. Dr. Sezer Arda, en yaygın görülen belirtiler arasında adet dönemi dışında cinsel ilişkiden sonra ya da menopoz sonrası dönemde görülen vajinal kanamalar olduğunu kaydetti.

Op. Dr. Sezer Arda, diğer belirtileri ise şu şekilde sıraladı: “Diğer belirtileri ise cinsel ilişki sırasında ağrının hissedilmesidir. Öte yandan normal olmayan aşırı vajinal akıntı, adet döngüsünün anormal şekilde bozulması serviks kanserinin erken belirtilerden bazılarıdır.

İleri evrelerde anormal vajinal kanama nedeniyle kansızlık gelişebilir. Bununla birlikte alt karında, bacaklarda ve sırt bölgesinde geçmeyen ağrı belirtileri eşlik edebilir.

Kanserden dolayı oluşan kitle nedeniyle idrar yollarında tıkanıklık olabilir bu nedenle idrar yaparken veya sık idrara çıkma gibi problemler neden olabilir. Diğer kanserlerde olduğu gibi istemsiz kilo kaybı bu belirtilere eşlik edebilir.”
RİSK FAKTÖRLERİ
Rahim ağzında gelişen hücre değişikliklerinin en sık sebebinin HPV enfeksiyonları olduğunu belirten Arda, “HPV virüsü, cinsel ilişki sonrasında rahim ağzı hücrelerinin içine yerleşir. Kadınların yüzde 50-80’i, hayatlarının bir döneminde HPV enfeksiyonu ile karşılaşabilirler. Sigara içen kadınlar, içmeyenlerle kıyaslandığında serviks kanseri için iki kat daha fazla risk taşırlar. Aşırı kilolu ve obez kadınlarda serviks adenokarsinomu gelişme riski daha yüksektir. Ailede rahim ağzı kanser öyküsü bulunması bir diğer risk faktörüdür.


TANI YÖNTEMLERİ
Hekimlere başvuru sonrasında tanısal yaklaşımın ilk aşamaların hastanın tıbbi öyküsünün alınması ve fizik muayenesinin yapılması şeklinde olduğunu kaydeden Op. Dr. Sezer Arda, “Hastanın ilk cinsel ilişki yaşı, cinsel birliktelik sırasında ağrı hissedip hissetmediği ve ilişki sonrasında kanama şikayetinin olup olmadığı sorgulanır. Anormal PAP smear testinin ardından, testin sonucuna göre, bir süre sonra ikinci defa PAP smear testi yapılabiliyor veya kolposkopi adı verilen cihazla rahim ağzının görüntülenmesi sağlanıyor. Ayrıca kolposkopi esnasında gerekli görüldüğü takdirde biyopsi işlemi de yapılabiliyor.

Bunlara ek olarakta, rahim ağzı kanserinden korunmak ve erken teşhis sağlamak amacıyla da yapılan düzenli kontrollerde yine PAP smear’den faydalanılıyor.

Normal şartlarda 20-30 yaş arasındaki kadınlarda HPV görülme olasılığı yüzde 30-50 oranında. Hastalığın tanısında; hasta anksiyetesini azaltan, inceleme maliyetini düşüren, doğruluk oranını yükselten bu testin sonucu negatif çıkarsa, hastanın bir sonraki takibi beş yıl sonra yapılıyor. Yalnızca PAP smear’le devam edilmesi halinde ise üç yılda bir test yapılması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
“Hastalığın tanısında; hasta anksiyetesini azaltan, inceleme maliyetini düşüren, doğruluk oranını yükselten bu testin sonucu negatif çıkarsa, hastanın bir sonraki takibi beş yıl sonra yapılıyor. Yalnızca PAP smear’le devam edilmesi halinde ise üç yılda bir test yapılması gerekiyor.” diyen Arda, ileri evrelerde ise öncelikli tedavi biçiminin radyoterapi olduğunu belirtti. Cerrahi tedavide; yerleşimi rahim ağzı bölgesinde olan primer tümör ve muhtemel yayılım bölgelerinin temizlenmesi hedeflendiğini kaydeden Arda, “Cerrahi tedavi tümörün boyutuna göre aşağıda yer alan küçük cerrahi tekniklerden; tüm rahim, rahim ağzı ve lenf bezlerinin alındığı büyük cerrahi tekniklere kadar değişebiliyor” dedi. 
LEEP VE KRİYOTERAPİ TEDAVİSİ
Rahim ağzı hücresel değişikliklerin tanı ve tedavisinde çok değerli bir araç olduğunu belirten Arda, “Elektriğin doku üzerindeki kesme ve kanamayı durdurucu etkisinden yararlanan bir yöntemdir.Hücreler arası suyu kristalize ederek rahim ağzının yüzey dokusunun zedelenmesi ve hücre ölümüyle sonuçlanan bir yöntemdir.” ifadelerini kullandı.
LAZER TEDAVİSİ
Op. Dr. Sezer Arda, lazer tedavisinin ise rahim ağzı hücresel değişiklik tedavisinde büyük rol oynayan, rahim ağzından koni şeklinde bir parçanın çıkarıldığı cerrahi yöntem olduğunu kaydetti. Rahim ağzı kanserine karşı düzenli jinekolojik muayene ve ilk cinsel ilişkiden 3 yıl sonra ya da 21 yaşından sonra smear testi yapılmaya başlanmalıdır. 30 yaşından küçük kadınlara yılda bir defa, 30 yaşından büyüklere ise 3 kez ardışık smear sonucu negatif ise 2-3 yılda bir smear testi tekrarlanmalıdır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Trakya Haber