Dolar 32,5641
Euro 34,7152
Altın 2.488,58
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 12°C
Yağmurlu
Tekirdağ
12°C
Yağmurlu

Mesele çiğ köfte değil, gazetecilik dersi

2 Şubat 2022 09:45 | Son Güncellenme: 2 Şubat 2022 10:20
1.003

Dün yaptığımız “Camide çiğ köfte partisi” haberi Türkiye gündemindeki başlıklar arasında yer aldı. Haberden çok, haberde yer alan videonun gündem olması başlı başına düşündürücü bir durum. Zira toplum artık okumuyor, okumaya gerek duymuyor. İnsanlar bilgi sahibi olmadan, izlediği bir videoya bakarak fikir sahibi olabileceğini sanıyor. Oysa olayın boyutu yayınladığımız videoda değil, esasen haberin devamındaydı.

Olaya mütedeyyin kesimden de, seküler kesimden de “Ne var bunda…” diyen de, “Yazıklar olsun!” diyen de oldu. Camide çiğ köfte partisi yapmak caiz midir, değil midir kuşkusuz herkesin kendi fikrine ve vicdanına kalmış bir yargıdır. Ancak anlatmak, tartıştırmak istediğimiz şey bu video değil, tam da akabinde haberde yer alanlardı. Meramımızı yeniden anlatalım.

Bahsi geçen imamların başka sosyal medya paylaşımları da haberde yer alıyor. Bu paylaşımlardan biri geçtiğimiz ay olay olmuş, Kılıçdaroğlu’na yönelik hakaret dolu bu paylaşım hakkında CHP Saray İlçe Başkanı Akın Aytaç savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Her şeyden önce hiçbir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ana muhalefet partisi liderine küfür etme, bela okuma özgürlüğü yoktur.

Bu vatandaş bir kamu görevlisiyse bırakın hakaret etmeyi, o siyasi kişiliği açıktan destekleme özgürlüğü bile yoktur. Kamu görevlilerinin hakları, kısıtlılıkları, yükümlülükleri kanunda belirtilmiştir. Herhangi bir öğretmen, polis veya hâkim kendi sosyal medya sayfasından herhangi bir siyasal eğilimle bir siyasi parti liderine küfür etse ne olur dersiniz? Başka meslek dalındaki bir kamu görevlisi bir siyasi parti liderine güzelleme bile yapamıyorken, yine bir kamu görevlisi olan imam bir siyasi parti liderine dilediğince küfür edebilme özgürlüğüne sahip olabilir mi?

Olayın siyaseti de aşan bir boyutu var. Bu kişiler sosyal medya paylaşımlarında sadece bir siyasi parti liderine saldırmamış. Sokak hayvanlarının haklarını savunanlardan İstanbul Sözleşmesi’ne kadar herkese, her şeye hakaret yağdırmışlar. Halkı kin ve düşmanlığa yöneltmek için her konuda ellerinden geleni yapmışlar. Belgeleriyle ortada duruyor tüm kanıtlar. Herhangi bir öğretmen herhangi bir konuda görüş beyan etmeye kalksa, (belki de çoğu zaman haksız yere) il/ilçe milli eğitim müdürlüğü tarafından soruşturma başlatılır. Bu vatandaşlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasına rağmen herhangi bir işlem yapılmış mıdır?

Esasen haberde belirtmek istediğimiz şey bunların da ötesinde… Hakkın, hukukun ve adaletin kırıntılarının arandığı günümüz Türkiye’sinde yukarıda anlatılanların da çok fazla haber değeri kalmamış olabilir. Ancak bir durum var ki evlere şenlik! Dilerseniz onu anlatalım.

Bu vatandaşlardan biri anneler gününde şöyle bir paylaşım yapmış: “Anneler mahrem değerlerimizdir. Sosyal medyadan teşhir edilmeleri doğru değildir.” Tek kelimeyle rezillik! Sanırsın ki, anneler gününde kendi annesiyle fotoğrafını paylaşanlar ahlaksız insanlar… Bu insanlar küçükken ne yaşadılar? Veya böyle kanaatlere varabilmek için başlarından ne geçmiş olabilir? Bilemiyoruz.

Anneler gününde annenle fotoğraf paylaşmak doğru değil, ama kamusal alan olan bir ibadethanede sıra gecesi yapmak, sosyal medya hesabından kin ve nefret saçan paylaşımlar yapmak doğru, öyle mi? Kimsiniz siz? Bunca ahlaksızlıktan sonra nasıl oluyor da millete ahlak dersi vermeye kalkışıyorsunuz? Bu nasıl bir ikiyüzlülük? Bu özgüven patlaması yaratan hislere cesaret hapı içerek falan mı ulaşıyorsunuz?

Esasen bu gibi tipler cesur falan da değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yıllık tarihi bu gibi meczupların sünepelikleriyle doludur. Sıkıyı gördükleri zaman sıvışıverirler. Bu olay, bunu bir kez daha kanıtlamıştır. Daha düne kadar sosyal medyada dünyaya meydan okuyan ve asmaktan, kesmekten, hesaplaşmaktan bahseden bu şahıslar dün sosyal medya hesaplarını kapatarak ortalıktan kaçmışlardır.

Ama deliller buz gibi ortada duruyor. Ulusal basında çıkan haberlerin de dumanı üstünde… Yapılan suç duyuruları meydanda… Tüm bunların muhatabı olacak bir yönetici veya yargı mensubu var mı? Olacak. Bugün değilse bile yarınlarda mutlaka…

 ———————————————

Not: Herkes haberden çok videoyu konuşurken, Trakya Politik’in gazetecilik başarısını gölgede bırakarak haberin üstüne üstüne giden, içini çıkaran ve inisiyatif alma basireti gösteren KRT Genel Yayın Yönetmeni Adnan Bulut bir kez daha gazetecilik dersi verdi. Gücümüzü ve ilhamlarımızı, bayrağı devraldığımız ustalardan almaya devam ediyoruz.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
15 Şubat 2024 13:57
4 Ocak 2024 12:03
30 Kasım 2023 12:54
13 Haziran 2023 15:00
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Trakya Haber