Dolar 32,4810
Euro 34,9545
Altın 2.436,94
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Az Bulutlu
Tekirdağ
20°C
Az Bulutlu

Yüceer: “Yeni seçim yasası da AKP’Yİ kurtaramayacak”

Yüceer: “Yeni seçim yasası da AKP’Yİ kurtaramayacak”
28 Mart 2022 10:02
852

Seçim mevzuatında değişiklik öngören kanun teklifi, TBMM Anayasa Komisyonu’nda kabul edildi. CHP Parti Meclisi üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer, “Bu kanun, ‘Oylarım eriyor, seçimde aldığım oyları da alamayacağım. Seçimi nasıl kazanabilirim?’ kanunu. Temsildeki adaletsizliği nasıl kendi lehime çeviririm de daha az oy alıp, daha çok milletvekili nasıl çıkarıp halkın oyunu sandıktan nasıl çalabilirim kanunu bu. Seçim yargısını kendine bağlayıp seçim güvenliğini nasıl ortadan kaldırırım kanunu bu. Muhalefeti nasıl parçalarım, ittifakı nasıl bozarım, milletin iradesine nasıl ipotek koyarım kanunu bu. Devletin tüm olanaklarını, uçağını, arabasını, otobüsünü, belediyesini, kaymakamını, valisini seçimde propaganda için kullanıp milletin vergisini pervasızca harcama kanunu; ben, şahsım, devletim kanunu. Seçim sistemini kendi siyasi çıkarlarına göre dizayn etme kanunu bu” dedi.

AKP ve MHP’nin hazırladığı “Milletvekili Seçim Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, TBMM Anayasa Komisyonu’nda kabul edildi.

CHP Partisi Meclisi üyesi ve Tekirdağ Milletvekili Dr. Candan Yüceer, komisyon çalışmaları devam ederken; “Demokrasinin vazgeçilmezlerden biri, iradenin yansımasının belki en geçerli yolu seçim. Çünkü seçim olmazsa demokrasi yoktur. Herkesin oyunun yani zenginin de fakirin de okumuşun da okumamışın da aynı değere, aynı kutsiyete sahip olduğunu ifade ediyoruz, eşit olduğunu söylüyoruz. Vatandaş gerçekten sandıkta eşit olduğunu, vatandaş olduğunu, toplumun bir parçası olduğunu, seçme hakkı olduğunu gerçekten hissediyor ve bu yüzden de sandığa ve seçime ayrı bir önem veriyor ama seçimin olması tek başına tüm kurum, kuruluşlarıyla beraber demokrasinin işlerliği olduğunu göstermiyor. Seçimin nasıl olduğu da çok önemli. Tabii ki, sadece seçimin olması da demokrasi için yeterli değil, anayasal kurumlar da gerçekten vazgeçilmez, insan hakları da aynı şekilde, hukuk da olmazsa olmaz. Seçimde ifade özgürlüğü olmalı, eşit, adil şartlarda bir propaganda fırsatı sunulmalı. Bunun yanı sıra partiler, sivil toplum örgütleri, özgür bir basın da demokrasinin kurumsal olarak yaşaması için gerçekten çok kıymetli çünkü bunlar olmazsa çoğulculuk olmaz” dedi.
“DEMOKRASİ LİGİNDE 195 ÜLKE İÇİNDE 146’INCI SIRADAYIZ”
CHP’li Yüceer sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye ise bu idealden her geçen gün biraz daha uzaklaşmaya devam ediyor. Bağımsız uluslararası sivil toplum kuruluşlarına göre özgür olmayan ülkeler arasındayız. 195 ülke içerisinde demokrasi özgürlük liginde 146’ncı sıradayız, son on yılda özgürlüklerin en çok gerilediği 2 ülkeden 1’iyiz. Muhalif siyasetçiler, sivil toplum örgütleri, bağımsız gazeteciler ya da iktidarın iç, dış politikalarını eleştiren tüm vatandaşlar soruşturmalara, troll saldırılarına kurban ediliyor. 120 bin KHK’linin çok büyük bir kısmında kesinleşmiş mahkeme kararı yok, Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerinin kararlarına uymuyoruz ülkemizde. Üniversiteler akademik özgürlüklerinden, özgünlüklerinden uzaklaşmış durumda, rektörler âdeta il başkanları, AK Parti’nin il başkanları gibi çalışıyor.
“TEK ADAM İÇİN OLUŞTURULMUŞ HUKUK BU”
Cezaların, cezaevindeki hükümlülerin ve tutukluların artık rekor düzeye ulaştığı ülkemizde gençler gidiyor, doktorlar gidiyor, bilim insanlarımız gidiyor. İşte, biz, bu koşullar altında getirilen kanunda, uygulanan hukukta şu soruyu soruyoruz haklı olarak: Bu kimin hukuku olacak? Bu kimin hukuku olacak? Halk için hukuk mu? Hayır, bence tek adam için oluşturulmuş bir hukuk bu, ‘Ben yaptım oldu’ hukuku bu, egemenlerin hukuku bu, ‘Amaca giden her yolda her şey mubahtır.’ hukuku bu.
“BEN, ŞAHSIM, DEVLETİM KANUNU”
Bu kanun, ‘Oylarım eriyor, seçimde aldığım oyları da alamayacağım. Seçimi nasıl kazanabilirim?’ kanunu. Temsildeki adaletsizliği nasıl kendi lehime çeviririm de daha az oy alıp, daha çok milletvekili nasıl çıkarıp halkın oyunu sandıktan nasıl çalabilirim kanunu bu. Seçim yargısını kendine bağlayıp seçim güvenliğini nasıl ortadan kaldırırım kanunu bu. Muhalefeti nasıl parçalarım, ittifakı nasıl bozarım, milletin iradesine nasıl ipotek koyarım kanunu bu. Devletin tüm olanaklarını, uçağını, arabasını, otobüsünü, belediyesini, kaymakamını, valisini seçimde propaganda için kullanıp milletin vergisini pervasızca harcama kanunu; ben, şahsım, devletim kanunu. Seçim sistemini kendi siyasi çıkarlarına göre dizayn etme kanunu bu. Kaybettiği İstanbul seçimlerini tekrarlatan AKP, bu düzenlemeyle de İstanbul seçimlerindeki o ibretlik manzarayı tüm Türkiye için tekrarlama hazırlığında. Tüm Türkiye’yi aynı manzaraya oturtmak istiyorsunuz ama milletin kendinize vermediği iktidarı sandıklara müdahale ederek ulaşmaya çalışıyorsunuz. İşte, seçim barajı bunlardan biri. Seçim barajı gerçekten halkın sandıktan çalınan oy, başka bir şey değil. Hani, paramızı koyuyoruz bankaya ya da bir köşeye, sabah uyanıyoruz, bir bakıyoruz yarısı gitmiş ya, hani, hemen azalmış; aynı şey bu da. Atıyoruz sandığa oyumuzu, bir açılıyor sandık, bizim oyumuz nerede? Tam da istemediğimiz partiye gitmiş. Bunun adı seçim değil, bunun adı demokrasi değil.
“TÜRKİYE’DE İSTİKRARIN ‘İ’SİNDEN BAHSEDEBİLEN YOK”
Bugüne kadarki söylemler artık dilinize olmuyor, ‘istikrar’ diyemiyorsunuz, ‘Koalisyonlar bitecek’ diyemiyorsunuz çünkü gerçekten, öyle bir şeyi sağlayamadık; yok. Hani, koalisyonlar sistemde imkânsızlaşmıştı; hani, istikrar seçimle bozulmayacaktı ama bakıyoruz ki bugün istikrarın ‘i’si kalmamış durumda ekonomiden eğitime kadar, dış politikadan her alana kadar şu an istikrarın Türkiye’de ‘i’sinden bahsedebilen kimse yok.
“BARAJA TAKILAN EN YÜKSEK OY ORANI 2002’DE YAŞANDI”
Baraja takılan en yüksek oy oranını 2002’de yaşadık. AK Parti yüzde 34’lük bir oyla milletvekillerinin yüzde 64’ünü aldı, 10 milyon oy aldı, 14 milyon seçmenin iradesi maalesef, Meclise yansımadı. Şimdi de yine aynı şekilde yapılmaya çalışılıyor sanırım. Bunlar hep bugüne kadar ters tepti biliyorsunuz, bugün de ters tepecek. Eğer gerçekten biz temsilde adaleti, seçimde adaleti ve seçim güvenliğini sağlamak istiyorsak seçmenlerin verdikleri oyların boşa gitmemesi için çaba göstermek zorundayız, onun için kanunumuzu yapmak zorundayız ama görüyoruz ki burada yapılmaya çalışılan, sandıkta kaybedilen seçimi bir şekilde kanunla elde etmeye çalışmak ama bu olmayacak. Bu yeni seçim yasası da sizi kurtaramayacak. İstanbul seçimlerinde olduğu gibi burada da farklı bir sonuç elde edemeyeceksiniz. Öyle olacak, böyle olacak ama böyle olacak.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Trakya Haber