Dolar 32,3862
Euro 35,0429
Altın 2.326,30
BİST 9.137,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 20°C
Açık
Tekirdağ
20°C
Açık

Örgütlü Kötülük-1

20 Şubat 2023 10:26 | Son Güncellenme: 27 Şubat 2023 10:24
607

Türkiye’yi derinden sarsan depremin üzerinden tam iki hafta geçti. Daha ilk gün yaptığımız tespitte deprem sonra enkazın sandığımızdan çok daha büyük olacağını, yaraları sarabilmenin sandığımızdan çok daha uzun sürebileceğini, AKP’nin uzun yıllar süren iktidarı boyunca gelmekte olan bu büyük risk için hiçbir şey yapmamış olmamasının siyasi bir tercih olduğunu dile getirmiştik. Enkazın “SANDIĞIMIZDAN” büyük olduğunu ifade etmiştik.

*

Göz göre göre yapılan rant hesaplarını, pes dedirten ihmaller zincirini ve sorumsuzluğun alışık hale gelişi gibi en temel meseleleri şimdilik bir kenara bırakalım. Zira daha berbat olgularla karşı karşıyayız.

*

Deprem sonrası hafızamızda yer eden çok fazla durum var. Ancak konu başlığına bir giriş yapmak için adeta sembolleşen iki olaya dikkat çekmemiz gerekiyor.

1- Bölgede incelemelerde bulunarak yaraların sarılması için her türlü girişimi başlatmaya çalışan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “İngiliz uşağı” diyerek saldıran AKP’nin 25. ve 26. Dönem Kahramanmaraş milletvekili Nursel  Reyhanlıoğlu’nun tuhaf ruh hali.

2- Avukat Bedia Büyükgebiz’in Hatay Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Yapı Denetim ve Malzeme Şube Müdürlüğü binası hakkında alelacele çıkarılan yıkım kararı karşısında sosyal medya üzerinden yurttaşların dikkatini çekmeye çalıştığı çırpınışı… Neredeyse tüm şehir yerle bir olmuşken bu tek katlı bina sapasağlam ayakta duruyordu. Avukat Büyükgediz binaların yıkılmasına dair delillerin karartılma şüphesini adeta suçüstü yapmışken, birilerinin emriyle bina birkaç iş makinesiyle yıkılmaya başlandı. Binanın içindeki ıslak imzalı dosyalar beton yığınlarının arasında kalmışken ilgili Bakanlık olayı normal olarak kabul eden ve hatta Büyükgediz’i tehdit eden bir açıklama yaptı.

*

İkinci olay devlet, hukuk, adalet üçgeninde ele alındığında adeta insanın kanını donduruyor; öyle değil mi? Ancak münferit gibi görünen ilk örnekteki somut bulgular yeniden ele alındığında en az ikinci durumdaki kadar vahim bir pervasızlıkla karşı karşıya kalıyoruz.

*

Esasen bütün hadise, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yirmi yılı aşkın iktidarı boyunca en tepeden, en alta kadar oluşturduğu ranta dayalı olarak işlenen suçlarla ve bu suçları işlemek suretiyle rant ağından nemalanan güruhla alakalıdır. Bu rant ağı, yukarıdan aşağı doğru inen bir “besin zinciri” olarak resmedilebilir.

*

Adrese teslim milyarlık ihaleler alan, devasa vergi borçları bir kalemde silinen şirketlerden tutun da, bahsi geçen “besin zinciri”nin en altlarında yer alıp sadece bir maaş için bu suçları savunan her bir halka en basit tabiriyle kötülüğe bulaşmıştır. Besin zinciri tanımından da anlaşılacağı üzere bu kötülük, “örgütlü kötülük”tür.

*

Bütün bu sosyolojik tespitleri yaparken Google arama motoruna “örgütlü kötülük” yazdığımızda karşımıza çıkan ilk video çok çarpıcı! Türkiye’de “deprem ve kurtarma” denilince akıllara ilk gelen isim Nasuh Mahruki’ye kulak verelim mi?

Nasuh Mahruki: “Örgütlü on insan, örgütsüz yüz insanın hakkından gelir. Ama iyi niyetle, ama kötü niyetle… Yani o örgütlü on insanın hangi amaçla bunu yaptığı tartışma konusu değil burada. Bu başka bir konu… Ama 10 örgütlü 100 dağınığın hakkından gelir. Kötülük örgütlü Türkiye’de, iyilik de örgütlenmeli.

Tuluhan Tekelioğlu: Peki, iyilik örgütlenemedi mi?

Nasuh Mahruki: Örgütlenemedi çünkü dayakla terbiye edildiler ve korktular.

*

Örgütlü kötülükle mücadele edebilmenin şifresini erken verdiğimizi düşünebilirsiniz. Keşke bu kadar kolay olsaydı. Önümüzdeki tahlillerde yukarıda anlatılan besin zincirindeki örgütlü kötülüğün başka hallerini ve nedenlerini daha derinlemesine incelemek zorundayız. Zira bu denli kök salmış bir örgütlenmenin karşısına alternatif olarak çıkabilecek başka bir örgütlenme modeli ancak bu tahliller sonucunda mümkündür.

*

Örgütlü kötülüğü en ince ayrıntısına kadar didikleyeceğimiz sonraki yazılarda görüşmek üzere…

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
9 Ocak 2024 11:28
17 Kasım 2023 15:13
13 Haziran 2023 09:32
17 Mayıs 2023 09:29
27 Şubat 2023 10:13
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Trakya Haber