Dolar 32,5869
Euro 34,7988
Altın 2.513,75
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Tekirdağ 12°C
Yağmurlu
Tekirdağ
12°C
Yağmurlu

“Hakkımızı her zeminde tereddütsüz arayacağız”

“Hakkımızı her zeminde tereddütsüz arayacağız”
5 Ağustos 2021 15:55
837

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından işten çıkarılan 12 güvenlik personeli, 5 Ağustos Perşembe günü saat 14.00’da Kapaklı Belediye Meydanı’nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

“BİZ SADECE YASAL OLAN HAKKIMIZI İSTİYORUZ”
Grup adına basın açıklamasını okuyan Gökmen Karagöz, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Öncelikle ülkemizin birçok yerinde meydana gelen orman yangınları dolayısıyla çok büyük üzüntü duyduğumuzu belirtmek isteriz. Bu yangınlarda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, mağdurlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz. Bizler Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nde 2015-2021 yılları arasında güvenlik personeli olarak çalışan emekçileriz. Bizler gece-gündüz, kar-kış, bayram-seyran demeden, pandeminin en yoğun yaşandığı zamanlarda bile toplu taşıma araçlarını kullanarak görevlendirildiğimiz tüm ilçelerde görevimizi en iyi şekilde yerinde getirdik.

2017 yılında sözleşmemizin bitmesine daha 19 ay varken bağlı olduğumuz güvenlik firmasının üst işveren olan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ile ilişiği kesildi. Yaklaşık 20 gün sonra üst işverenimiz olan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından başka bir özel güvenlik firması ile anlaşma imzalamamız istendi. Fakat yeni sözleşme gereği maaşımız 800 TL aşağıya çekildi. Bu durumun geçici olduğu birkaç ay sonra şartların yine eski seviyede olacağı söylendi. Fakat aylar geçmesine rağmen bir değişiklik olmadı. Biz de yarım kalan sözleşmemizden doğan hak ve kayıplarımızı sorduğumuzda, o haklar için dava açmamız gerektiği, bu haklarımızı ancak bu şekilde alabileceğimiz tavsiye edildi. Bizler de bu uyarıyı dikkate alarak elimizden alınan haklarımızı almak için dava açtık.

Her demokratik ülkede olduğu gibi, Anayasamızın 36. maddesinde tanımlanan hak arama hürriyetimizi kullanarak kaybımızı yasal yollar ile üst işverenimiz Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nden talep ettiğimiz için bağlı olduğumuz birim olan Personel A.Ş. tarafından biz emekçiye işverenin güvenini kötüye kullanma suçlaması ile 8 Temmuz 2021 tarihinden itibaren 26. Madde kapsamında sözlü yada yazılı uyarıda bulunmadan, telefonlarımıza whatshap mesajı atılmak suretiyle tazminatsız olarak işten çıkarıldığımız tebliğ edildi.

Odağında insan olan, sosyal demokrat emekten yana olan CHP’li Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından bize uygun görülen bu muamele biz yıllarını veren emekçileri derinden yaralamıştır. Çıkış işlemlerinin, mutlulukların yaşandığı Bayram öncesinde başlamış olması da biz çalışanların ailelerini daha derinden yaralamıştır. Bizler hak arama ve işe iade sürecimizi Avukatımız Emre Köprülü ile başlattık.

Yasal olan yolları kullanarak sadece hakkımızı aradığımız için CHP’ li Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından biz emekçilere, bayram öncesi layık görülen uygulamayı bir basın açıklaması yaparak sizlerle paylaşma ihtiyacı duyduk.

Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından biz güvenlik personelinin işten çıkartılmış olması bir demokrasi ayıbıdır. Nüfusunun dörtte üçünün ücretli olduğu bir ülkede emeğin haklarının yok edilerek demokrasinin var edilmesi mümkün değildir. CHP’li Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından sergilenen hak arama özgürlüklerine yönelik bu baskıcı olumsuz tutumlar, ülkemizdeki demokrasi mücadelesine, hak arama mücadelesine vurulmuş darbedir. Bugün, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nde bizlerin yaşadıkları, aslında tüm işçi sınıfının meselesidir. Nasıl ki CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu hak-hukuk-adalet arayışı başlatmak için Ankara’dan İstanbul’a yürümüşse bizler de 12 güvenlik personeli olarak hak hukuk adalet arayışımıza yasal yollardan devam edeceğiz. Tekirdağ’dan Ankara’ya kadar bile yürümeyi düşünebiliriz. Hakkımızı her zeminde tereddütsüz ve tavizsiz arayacağız. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin de haksız, hukuksuz ve adaletsiz olan bu davranışını şiddetle kınıyoruz. Biz sadece yasal olan hakkımızı istiyoruz.

Son olarak bugün burada mensubu olduğumuz DİSK Genel İş Sendikası’ndan bir temsilcinin de aramızda bulunmasını beklerdik ama maalesef kimseyi göremedik. Buda bize ülkede sendika yapılaşmasının ne kadar değiştiğini gösteriyor. Bize başından sonuna kadar her türlü desteği veren, emekten emekçiden yana olduğunu her zaman hissettiren Gelecek İçin Sol Kanat Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Erol İnce’ye, bizimle bu yola beraber çıkan arkamızda duran, en az bizim kadar davamıza sahip çıkan değerli avukatımız Sayın Emre Köprülü’ye, burada olup bizi destekleyen tüm katılımcılara ve siz değerli basın mensuplarına teşekkürlerimizi sunarız.”
KÖPRÜLÜ: “EMEĞİN VE ALINTERİNİN PARTİSİ OLMAZ”
Grup Sözcüsü Gökmen Karagöz’den sonra söz alan CHP Tekirdağ Eski Milletvekili Avukat Emre Köprülü şöyle konuştu:
“ Şunu belirtelim emeğin ve alınterinin partisi olmaz. İşçi sınıfının mücadelesinin siyasi görüşü partisi olmaz. Bu demokrasiyle hukuk devletiyle insani değerlerle açıklanabilecek bir konudur. Belediyenin o partili, bu partili olmasının hiçbir önemi yoktur. Burada önemli olan anayasayla teminat altına alınmış bir değerin bir hakkın engellenip engellenmediği. Neticesinde işçi ve emekçi arkadaşlarımız anayasanın 36. maddesiyle teminat altına alınan hak arama hürriyeti kapsamında haklarını aramak için yargıya müracaat etmişler. Ne demişler bizim eskiden kaynaklanan geçmişten kaynaklanan alacaklarımızın olduğunu düşünüyoruz demişler ve kendileri bu konuda yargıya müracaat etmişler. Zaten bundan daha demokratik hukuk devleti çerçevesinde bundan daha doğru bir davranış şekli yok. Yargıya gitmişler. Yargı der ki: evet sizin hakkınız var bu hakkınız size ödenmelidir, yargı der ki sizin hakkınız yok o zaman yargının verdiği karara herkes saygı duyar. Ama neticesinde yargıya müracaat etmek kişilerin vatandaşlık bağıyla birbirlerine bağlanmış olan insanların, Türkiye Cumhuriyeti’nde en doğal hakkı. Kimse yargıya gitti diye işten atılmaz, kimse yargıya gitti diye tazminatsız kapı önüne konulmaz.

Burada bu değer şu açıdan önemlidir, bizim inandığımız değerler bizim inandığımız hayat görüşü kim olursa olsun yanlışsa bu yanlışın karşısında durmayı bize mecbur kılar. Burada ben açık söylüyorum, benim düşüncemin, benim hayat görüşümün ne olduğunu bütün Tekirdağ bilir, ama bu hayat görüşü işçi kardeşlerimize haksızlık yapıldığında beni esir alamaz. İşçi kardeşlerimize burada yanlış yapılmıştır, haksızlık yapılmıştır ve bu haksızlık bir an evvel çözülmelidir. Ben kendilerinin aynı zamanda bu davada avukatıyım. Burada şunu belirtmek istiyorum, yargı zaten kararını verecektir. Ama yargının verdiği karardan daha önemli olan bazı yetkililerin bir hata bir yanlış varsa bu yanlışı tekrardan değerlendirerek geri adım atmayı da bilmesidir. Söz konusu olan tabloda bugün yargı süreci şu aşamadadır. İşe iade talepleri ile ilgili konu şu an arabuluculuk görüşmelerindedir. Burada arabuluculuk görüşmelerinde konu tekrardan değerlendirilmeli ve yargıya gitti diye hakkını aradı diye işten atılan bu hemşerilerimiz, kardeşlerimiz alın teri ile emeği ile çalışan insanlarımız tekrardan işlerine geri alınmalıdır. Ben sözün en başında söylemiştim yanlış hata olabilir önemli olan bu yanlış ve hatalar yapılsa dahi bu yanlış ve hatanın bizi esir almadan hatanın karşısında durabilmeyi bilmektir. Bu bir siyasi mücadele değildir, burada bir siyasi parti yoktur, buradaki tek mücadele işçinin yanında durmak, alınterinin yanında durmak emeğin yanında durmak, doğrunun adil olanın yanında durmak, hakkaniyetli olanın yanında durmaktır. Ben bugün işçi ve emekçi kardeşlerimi yalnız bırakmayan herkese teşekkür ediyorum.”
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Avukat Emre Köprülü sorulara şöyle cevap verdi:
Sosyal demokrat olduğu söylenen bir belediyenin 46. madde ile çalışan işçilerin işine son verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 
Köprülü:
Şöyle söyleyeyim, bunu yanlış değerlendirdiğimi yanlış bulduğumu az önce de açıkladım. Aynı zamanda bugün işçi arkadaşlarımın yapmış olduğu basın toplantısında onlarla beraber olmakla da duruşumu da tavrımı da ortaya koydum ve bu davanın avukatlığını üstlenerek bakış açımı net olarak anlattım. Dolayısıyla burada aslında madde 46 değildir kod 46’dır yani kod 46 açılımı da Güveni kötüye kullanmak ve buradaki işçi kardeşlerimin huzurunda söylemek istemediğim diğer başka açılımlardır. Bunun karşısında da tazminat alamamışlardır, işsizlikten faydalanamamışlardır ve elbette ki kendileri güvenlik işçileridir daha sonra başka işyerlerinde çalışmak istedikleri zaman karşılarına engel olarak çıkabilecek olan bir maddedir. O yüzden hatalıdır yanlıştır bunun bir an evvel değiştirilmesini biz talep ediyoruz. 
Siz bu konu ile ilgili Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ile bir görüşmede bulundunuz mu?
Köprülü:
Ben dahil olmak üzere birçok yetkili Büyükşehir belediyeyle bu konuda görüşmüştür. Zaten bu görüşmeler sonucunda bence yanlış olduğu ortaya çıkacaktır ve geri adım atılarak işçilerin bu mağduriyeti giderilecektir. Bizim beklentilerimiz bu yöndedir teşekkür ederim. 

İŞTE O GEREKÇE:

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Trakya Haber